Wilo Türkiye Pazarlama Müdürü Banu Kiper, markanın Türkiye’deki konumlanmasını, sürdürülebilirlik vizyonunu, dijitalleşme yatırımlarını ve iletişim stratejilerini anlattı: “Müşteri odaklı yaklaşımımızla yalnızca bugünün değil, geleceğin ihtiyaçlarını da gözetiyoruz.”
Dünya çapında 150 yılı, Türkiye’de ise 30 yılı aşkın bir geçmişe sahip olan Wilo, su teknolojilerinde inovatif ve sürdürülebilir çözümler sunan öncü markalardan biri. Marka enerji verimli pompaları, akıllı sistem çözümleri ve geniş servis ağıyla yalnızca üretici değil, güvenilir bir iş ortağı olarak sektörde fark yaratıyor.
Wilo Türkiye Pazarlama Müdürü Banu Kiper ile markanın Türkiye pazarındaki konumunu, pazarlama stratejilerini, dijitalleşmenin etkilerini ve geleceğe yönelik iletişim planlarını konuştuk.
Wilo’yu Türkiye pazarı içinde nasıl konumlandırıyorsunuz?
Wilo Türkiye, kendini yalnızca bir üretici olarak değil; su teknolojilerinde premium, öncü ve sürdürülebilir çözümler sunan bir iş ortağı olarak konumlandırıyor. Dünya genelinde 150 yılı, Türkiye’de ise 30 yılı aşkın süredir faaliyet gösteriyoruz. Patentlerimiz ve yenilikçi ürünlerimizle sektörün öncülerinden biriyiz.
Sirkülasyon pompaları, atıksu pompaları ve sistemleri, hidroforlar, yangın pompa sistemleri ve bunların otomasyon panellerinde güçlü bir tedarikçiyiz. Türkiye’nin ve bölgemizin ihtiyaçlarına özel ürünler geliştirerek katma değer yaratıyoruz. Konumumuzu güçlendiren en önemli unsurlardan biri de uzman, güçlü ve yaygın servis ağımız.
Sektördeki öncülüğümüz, yalnızca üretim gücümüze değil; aynı zamanda sürdürülebilirlik, mühendislik kabiliyeti ve müşteri odaklı yaklaşımımıza dayanıyor. Yüksek verimli pompalarımız ve akıllı sistem çözümlerimizle binalarda, endüstriyel tesislerde ve kamu binalarında enerji tüketimini azaltıyor, su kaynaklarını koruyor, işletme maliyetlerini optimize ediyoruz.
Pazarlama stratejinizde hangi temalar ve değerler öne çıkıyor?
Globalden aldığımız gücü yerel pazara taşırken yalnızca ürün portföyümüzü değil; aynı zamanda sürdürülebilirlik ve inovasyonu da entegre ediyoruz. Örneğin, globalde geliştirilen Water Mission vizyonunu Türkiye’de hem teknik çözümlerle hem de sosyal sorumluluk projeleriyle hayata geçiriyoruz.
Pazarlama stratejimizin merkezinde Wilo’nun global teması olan Creating, Caring, Connecting yaklaşımı yer alıyor:
- Creating: İnovatif ürünler geliştirmek
- Caring: Topluma ve çevreye duyarlı projeler yürütmek
- Connecting: Paydaşlarımızla güçlü iş birlikleri kurmak
Bizim için pazarlama yalnızca bir iletişim faaliyeti değil; teknolojik gücümüzün ve topluma kattığımız değerin aktarıldığı bir kanal. Stratejimizin temelinde sürdürülebilirlik, dijitalleşme ve müşteri odaklılık bulunuyor. Enerji verimliliği yüksek, çevre dostu ürünlerimizi tanıtırken; toplumsal projelerimizle de farkındalık yaratıyoruz.
Dijitalleşme Wilo Türkiye’nin pazarlama çalışmalarını nasıl dönüştürdü?
Dijitalleşme, üretimden satışa kadar tüm süreçlerimizi dönüştürdü. Kullandığımız araçlar dijitalleşti, iş süreçlerimiz hızlandı ve müşterilerimizle daha etkin temas kurmaya başladık.
Örneğin;
- Daha verimli olmak için Wilo GPT yapay zeka uygulamasını geliştirdik.
- Eğitimlerimizi Wilo eAcademy üzerinden sunuyoruz.
- Hololens teknolojisi ile uzak fabrikalarımızdaki test süreçlerini canlı takip edebiliyoruz.
Pazarlamada ise web sitemiz, sosyal medya hesaplarımız, dijital kataloglarımız ve interaktif uygulamalarımızla müşterilerimizle doğrudan temas kuruyoruz. Böylece teknik bilgiyi daha ulaşılabilir kılıyor, müşteri deneyimini hızlandırıyoruz. Aynı zamanda bayilerimizle birlikte dijital dönüşüm yolculuğunu paylaşıyor, gelişimlerini destekliyoruz.
“Sürdürülebilir su yönetimi” mesajınızı pazarlama ve iletişim çalışmalarınıza nasıl entegre ediyorsunuz?
“Water Mission” vizyonu bizim için sadece global bir hedef değil, Türkiye’deki tüm faaliyetlerimizin merkezinde konumlanıyor. Temiz su sağlama hedefimiz doğrultusunda ürünlerimizde, projelerimizde ve toplumsal sorumluluk çalışmalarımızda bu mesajı sürekli vurguluyoruz.
Deprem bölgesinde PAUL Portatif Su Filtresi ürünümüzle binlerce kişiye temiz su sağladık. BlueDrop projemizle suyun değerine dair farkındalık oluşturduk. Bu tür çalışmalar, sürdürülebilir su yönetimi mesajımızın en somut örneklerinden bazılarını oluşturuyor. Ayrıca geçtiğimiz yıllarda hayata geçirdiğimiz Suyun Değerini Bil ve Yarım Kalıyoruz projelerimizle birlikte toplumun su kaynaklarının doğru kullanımı konusunda bilinçlenmesine fayda sağladık.
Ayrıca Wilo Vakfı aracılığıyla dünya genelinde suya erişim kısıtını ortadan kaldırmaya yönelik projeler yürütüyoruz.
Bayileriniz ve çözüm ortaklarınızla iletişimde nasıl bir pazarlama desteği sağlıyorsunuz?
Bayilerimizin kendi iletişim kanallarını etkin kullanmaları için hazır içerikler, eğitimler ve pazarlama desteği sağlıyoruz. Katıldıkları etkinliklerde aktif destek veriyor, markamızı birlikte temsil edecek projeler geliştiriyoruz.
Ayrıca müşterilere ulaşmak ve yeni müşteri kazanmak için organizasyonlar düzenliyor, müşteri datamızı birlikte güncelliyoruz. Bu yaklaşım, bayi ağımızın gücünü artırırken Wilo’nun değerlerini daha geniş kitlelere ulaştırmamıza yardımcı oluyor.
Eğitim, seminer ve dijital platformlar üzerinden teknik iletişim nasıl ilerliyor?
Müşterilerimizle hem online hem yüz yüze buluşmalar düzenliyor; Türkiye ve Almanya’daki fabrikalarımızda onları ağırlıyoruz. Eğitimler, seminerler ve teknik geziler aracılığıyla ürünlerimizi daha yakından tanımalarını sağlıyoruz.
Endüstriyel müşterilerimize ulaşmak için şehir şehir dolaşarak teknik etkinlikler düzenliyoruz. Bayilerimiz için Wilo eAcademy gibi dijital platformlarımızı ve Step-1 & Step-2 teknik eğitim programlarımızı sunuyoruz.
Üniversite ve meslek liseleriyle yaptığımız iş birliklerinde ise eğitim, staj, laboratuvar desteği ve seminerlerle genç mühendis adaylarının gelişimine katkı sağlıyoruz.
Önümüzdeki dönemde iletişim stratejinizde hangi başlıklar öne çıkacak?
Müşterilerimizle doğrudan temas kurarak onların ihtiyaçlarını ve beklentilerini daha yakından anlamayı hedefliyoruz. Bu doğrultuda, büyüme alanlarımıza yönelik kişiselleştirilmiş ve etkili iletişim çalışmaları geliştirmeyi sürdüreceğiz.
Tüm bu çalışmaların merkezinde ise sürdürülebilirlik yer alıyor. Amacımız, yalnızca bugünün değil, geleceğin ihtiyaçlarını da gözeten; sorumlu, güven veren ve fark yaratan bir marka deneyimi yaratmak.